|
|
 |
BAZEN AŞK
Akşamdan kalma ızdırabın verdiği hafif baş ağrısı onun uzandığı yataktan kalkmasına engel oluyordu defalarca denedikten sonra sonun da o güçlü bünyesinin verdiği güç ile doğrulabildi. Güçlükle ayağa kalktı ve yemek masasının üzerinde duran sigarasına uzandı üzerindeki halsizliğe aldırmaksızın bir kadehte içki aldı. Karşıda duran ayna onun yüzünü terk edilmiş virane bir konut gibi gösteriyordu. Arkasında ki duvara omzunu yasladı ve bir süre dumanlı aynadan kendisini seyretti… Dermansız ayaklarını yere süre, süre bazen pas bazen su akan çeşmenin önünde durdu ellerini yıkadıktan sonra yüzüne bir avuç su serpti biraz kendine gelmişti sanki. Çıktığı odaya geri döndü ve sefaletin aynası olan kirli elbiselerini giydi. Dışarı çıktı saatlerce boş sokaklarda gezindi durdu. Aslında ne yaptığını bilmez şuursuzdu. Bir süre daha gezindikten sonra bir park köşesinde otura kaldı. Artık akşam olmuş, sokak lambasından yüzüne vuran ışık işkence gibi gelmiş ve geldiği sokaklara doğru ağır adımlarla ilerlemişti. Sonunda çıktığı ucuz, kirli, virane otele ulaşmıştı. Dermansız dizleri o sonu gelmeyen uçsuz merdivenlerden çıkmak ta zorluk çekiyordu güçlükle odasının kapısına ulaştı ve cebinden çıkardığı anahtarla açtı kapıyı. İçeri girer girmez masanın üzerinde duran içki şişesine doğru koştu eline aldı bir süre baktı, düşündü ve kafaya dikip içti. Bu duruma düşmeyi istemezsi hiçbir zaman biliyorum… Bir süre sonra gözlerinden iki damla yaş süzüldü üzerindeki siyah kirli ceketinin sağ iç cebinden yırtık eski bir resim çıkardı yüzüne kapatarak dakikalarca ağladı belliydi büyük bir çıkmaz içersinde olduğu. Bir an oturduğu yerden kalkıp soğuk yatağına uzandı. Yaşadıkları gözünün önüne geldi yine hıçkırıklarla boğuldu. Derdi Mecnun u deli Ferhat’ı imkânsızlıklara sürükleyen binlerce yıl insanlara yaşam sevgisi veren bazen de çıkmazlara sokan, imkânsızları imkânlı yapan değerine paha biçilmeyen, insanın içersinde hiç beklemedik bir anda peyda olan o kutsal duygu..AŞK
Kalem : İsmail COŞKUN
|
|
 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
|
|
|